Yıllardır izlediğim, gözlemlediğim, yardımına koştuğum, üzüldüğüm, kızdığım, anlayamadığım, anlamaya çalıştığım, sorguladığım; mahallemizin Necmiye Teyzesi… İşyerimizin karşı çaprazındaki sokağın köşesine kurar tezgâhını çoğu zaman. Eşi en büyük yardımcısıdır hayattaki. Her işine ortaktır adeta… Bu erkek egemen dünyada üç erkek olmuştur onun yanında.  Biri hiç unutamadığı ve  iki kelime arasında sürekli hatırlattığı babası ise diğerleri de eşi ve oğludur.

Erkenden yola düşmesinin sebebi halden en taze sebzeleri seçebilmek içindir. Evinden uzakta gördüğü o mekân ve o mekanda her biri farklı dünya ve farklı yaşamlardan insanlar. Hepsiyle pazarlık eder ve ayrıca kendi seçer satacağını.

Evden sokağa, sokaktan eve geçer ömrü. Hayatta olmazsa olmazı sigarası ve çayıdır. Nerede olursa olsun, bir nefes almadan bir yudum içmeden o günü yaşanmış saymaz kendine.

Kadınlar gün boyu sorarlarken hayatını, adamlar ise bakar şaşırırlar sokaktaki annelerine: Hayat ne kadar da acımasızdır… Kimi ekmek derdinde, kimi keyif derdinde.

Evde geçirdiği zamanın az olduğunu bildiği için keyfini sürmek elbette en doğal hakkıdır. Ancak sokaktaki ekmek kavgası Necmiye Teyzenin sırtında olduğu gibi evdeki işler de sırtındadır. Evde kaldığı zaman, çiçeklerle konuşmak lüksüdür kendince. Kim bilir neler neler paylaşır onlarla hayatın dışında,  o yaşlı, asil, gün görmüş Necmiye Teyzem.

Ahmet Ülger

Haziran, 2021